Yapımını Most Production, yapımcılığını Gül Oğuz’un üstlendiği, Kanal D’nin merakla beklenen yeni dizisi ‘Veda Mektubu’, bu akşam seyirci karşısına çıkıyor. Dizide mühim karakterlerden önde gelen ‘Seher Karlı’ya yaşam veren usta oyuncu Bennu Yıldırımlar; binlerce kişinin yaşamını yitirdiği zelzele felaketi, yeni projesi ve kariyeri hakkında Milliyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunmuş oldu.
Seher bu zamana dek kaçtığım bir karakterdi. Şu an Seher’i, Bennu’ca yorumlama telaşım ve endişem var.
Bir mektupla ayrılan Alanur ve Ziya’nın yolları seneler sonrasında evlatlarının birbirlerine âşık olması ile kesişir. Ayrılıkta rol oynayan Seher, oğluna söz geçirip onu düşmüş olduğu aşktan vazgeçirebilecek midir? Varlıklı oyuncu ekibinin yanı sıra kalplere dokunan hikayesiyle de fazlaca konuşulacak Veda Mektubu, 27 Şubat Pazartesi saat 20.00’de Kanal D’de ekran yolculuğuna başlıyor. İşte Veda Mektubu’nun Seher Karlı‘sı Bennu Yıldırım’ın, Milliyet.com.tr’ye verdiği röportaj…
“HAYAT ESKİSİ GİBİ DEVAM ETMEYECEK”
Ülkemizin zor günlerden geçmiş olduğu şu dönemde sorması dahi zor olsa da siz nasılsınız? Hayatınız iyi mi gidiyor?Şu zamanda, yaşananlardan kendisini soyutlayarak ‘Ben iyiyim’ diyebilecek bir insan olabileceğini düşünmüyorum. ‘İyi’ diyebileceğimiz maalesef hiçbir şey yok. Yaşanmış olan bu felaketlerin arkasından sağduyu sahibi bir insan için yaşam eskisi benzer biçimde devam etmeyecektir diye düşünüyorum. Yaşadığımız her ne var ise toplumda domino tesiri yaratıyor. Bile bile birçok şeye lades denmesi sonucu insanoğlu canından, sevdiklerinden, yuvasından, işinden oldu. İnsanoğlu ilgisiz, bilgisiz ya da duyarsız davranabilir fakat tabiat aynı duyarsızlıkta değil ve tepkisini ağır gösteriyor. Tamamımız bir an ilkin yapılması gerekene odaklanıp, el birliğiyle bu yaşananların tekrar yaşanmaması için ihtiyaç duyulan önlemleri almalıyız. Bilimin ışığında hareket etmenin bilhassa bu zor süreçte -anlamış ya da anlamaya yaklaşmış olduğumuzu umarak- insan yaşamı açısından ne kadar mühim bulunduğunu anlatmaya gerek kalmış mıdır?
Yaşanmış olan büyük yıkım sizde nelerin değişmesine sebep oldu?Şu an bireysel değil, toplumsal değişimlerden söz edebiliriz. Zira gelinecek nokta ile gerçek değişimler söz mevzusu olacaktır diye düşünüyorum.
“KEŞKE ELİMDEN DAHA FAZLASI GELEBİLSEYDİ”
Siz de Kent Tiyatroları olarak yardım kampanyalarına katıldınız. Toplumsal medya hesaplarınızda yardım çağrılarına destek oldunuz.Benim daima yararlı olmak benzer biçimde bir derdim vardır ve yapabileceğim bir şey var ise katkı sağlamayı vazife edinirim. Bence toplumsal medyada destek çağrısı da gelen yardım taleplerinin ilgili kişilere duyurulması için ilk ve en mühim adımdı. Ilk olarak bu mevzuda etkin olmaya çalıştım. Öteki yapabileceğim doğal ki maddi, tinsel elimden geleni yapmaktı. Bu sebeple de kurumumuzun etkinliklerinde yer aldım. Keşke daha fazlası da gelebilseydi elimizden.
Fazlaca fazla insanımızı kaybettik ne yazık ki! İçinizde en fazlaca hangi duygu ağır basıyor?Üzüntü ve kaygı öncelikli olan ve şu an toplumsal hastalığımıza sebep olan duygular. Bu duygularla iyi mi baş edeceğimizi öğrenmek durumundayız. Bu duyguların haricinde de cemiyet olarak empati ve mesuliyet duygusuna ihtiyacımız bulunduğunu yaşayarak bir kez daha gördük.
“EKİP ARKADAŞLARIMIZIN KAYIPLARI OLDU”
Dizi setleri de bu süreçten etkilendi ve yepyeni bir proje olan Veda Mektubu’nun setindesiniz. Set ortamınızda neler değişti?Most Yapım yetkilileri elinden gelen duyarlılığı gösterdi. Setimiz ara verdi. Ekip arkadaşlarımızın da kayıpları oldu. Bir kez daha başsağlığı ve acil şifa temenni ediyorum her insana. Azca evvel bahsettiğim benzer biçimde bu bizim setimize değil, tüm topluma etkileşimi olan bir acı ve çoğumuz kendi payımıza düşeni aldık.
“YARIM KALMIŞ DUYGULARIN İNTİKAMI”
Veda Mektubu yaşanmış bir öykü. Diziyi siz iyi mi anlatırsınız?Yaşanamamış, yarım kalmış duyguların hüznü, öcü ve neticeleri…
Veda Mektubu’nda gene bambaşka bir karakterle izleyeceğiz sizi. Karakteriniz Seher hakkında neler söylemek istersiniz?Ben canlandırdığım karakterlerde değişik özellikler ararım. Hemen hemen oynamak istediğim birçok karakterle buluşamadığımı da söylemek isterim. Seher bu zamana dek kaçtığım bir karakterdi ve şu an Seher’i, Bennu’ca yorumlama telaşım ve endişem var. Ümit ederim Seher’in derdini seyirciye doğru aktarabilirim.
“TİYATRONUN VERDİĞİ HAZ HER ZAMAN ÇOK AYRI”
Diziler, filmlerin yanı sıra devamlı tiyatro sahnesindesiniz. Bu denli tutkun olduğunuz başka bir şey var mı hayatınızda?Mesleki hayatım süresince tiyatroyu da, diziyi de, sinemayı da beraber yürütmeye çalıştım. Hepsinden aldığım tat ve deneyim bambaşka sadece tiyatronun verdiği haz daima fazlaca ayrı oldu. Sahnede seyirciyle birlikteyken o anda yaşadığım adrenalin, kamera karşısındayken oyuncuda aynı hissi yaratmıyor. Bu yüzden tiyatronun yeri daima başka olacak. Tiyatro haricinde çocukluğumdan bu yana doğaya ve tarihe daima hususi bir ilgi duymuşumdur. Tutku kadar kuvvetli bir duygudan bahsedeceksek onun adı kızım Ada. Dizi haricinde bu aralar nelerleyle meşgulsünüz?Tiyatro oyunları şu süreçte ara verilmiş olsa da devam ediyor. Benim için sıhhatli yaşamak, doğru beslenmek fazlaca mühim. Bu yüzden de pilatesimi koşullar elverdiği sürece aksatmamaya çalışıyorum. Ve doğal ki her duyarlı insanoğlunun yapacağı benzer biçimde de depremzedelere destek olmak için derneklerle çalışıyorum.
“BENNU OLMAKTAN MEMNUNUM”
Tekrar dünyaya gelseydiniz gene Bennu Yıldırımlar olmak ister miydiniz?Bennu olmaktan daima memnun oldum fakat mevzu Ayşe, Ahmet ya da Bennu olmak değil. Mühim olan ailemin bana verdiği öz değerlere gene haiz olmam, şimdi olduğu benzer biçimde yalnız kendim için değil tüm canlılar için kalbimin, aklımın ve vicdanımın seslerini duyarak yaşamam. Şu demek oluyor ki iyi insan olarak, yararlı bir kişi olarak var olmak.
Buradan son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz?Akıldan ve bilim yolundan ayrı olmasın yolumuz. Doğaya haiz çıkmazsak, o da bizlere haiz çıkmaz. Suya, toprağa, dağa, taşa, canlı olan her ne var ise haiz çıkmalı.
