Friday, May 17, 2024
HomeHaberlerMacar ve Osmanlı ilişkileri üstüne tespitler

Macar ve Osmanlı ilişkileri üstüne tespitler

Osmanlı-Macar ilişkilerini başlangıcından 19. yüzyıla kadar uzanan zamanı seyrini Osmanlılar ve Macarlar adlı eserinde ele alan Macar Türkolog Sándor Papp, bu iki milletin kimi zaman askeri çatışma, kimi zaman diplomatik münasebet kimi zaman de kültürel alışveriş şeklinde tecelli eden tarihini mevzu ediniyor.

Osmanlı Devleti’nin Doğu Avrupa’da hâkimiyet kurmaya başladığı tarihlerden itibaren Macarlar ile tanıştığını hesaba katarsak, iki milletin neredeyse Osmanlı zamanı kadar eskiye dayanan ilişkileri olduğu görülecektir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Mohaç Zaferi ile Macar topraklarının tamamının Osmanlı hâkimiyeti altına girmesiyle başlamış olan ve ortalama iki yüzyıl devam eden süreç ise iki ülke arasındaki ilişkilerin en yoğun olduğu periyodu teşkil eder.

1526’da Osmanlı Devleti ile Macar Krallığı içinde meydana gelen Mohaç Savaşı sonucunda Orta Çağ’ın görkemli Macar Krallığı tarihten silinir. Bundan sonraki dönemde Macar toprakları; Osmanlı Macaristan’ı, Habsburg Macaristan’ı ve Osmanlı Devleti’ne doğal olarak vasal bir Voyvodalık olan Erdel olmak suretiyle üç bölüme ayrılmıştır. 1526-1686 yılları arasındaki Osmanlı hâkimiyeti döneminde Macarlar ve Türkler askeri, siyasal ve kültürel etkileşim içinde olmuşlardır.

Osmanlı-Macar ilişkilerini başlangıcından 19. yüzyıla kadar uzanan zamanı seyrini Osmanlılar ve Macarlar adlı eserinde ele alan Macar Türkolog Sándor Papp, bu iki milletin kimi zaman askeri çatışma, kimi zaman diplomatik münasebet kimi zaman de kültürel alışveriş şeklinde tecelli eden tarihini mevzu ediniyor. Merhum Profesör Tayyib Gökbilgin, yapmış olduğu çalışmalarla Türk tarih yazıcılığına Osmanlı-Macar ilişkilerini kazandırdığından bu yana pek fazlaca araştırma yapılmıştı. Sándor Papp’in makalelerinden oluşan Osmanlılar ve Macarlar ise iki ülke ilişkilerini Macarların bakış açısından görmemizi sağlıyor.

Yazar kitabın önsözünde niçin Türk-Macar zamanı ilişkilerine yöneldiği sorusunu kendi konusunda yola çıkarak cevaplıyor. 1989’da Türkçe öğrenmek için ilk kez Türkiye’ye gelir. Bir sömestr Ege Üniversitesi’nde almış olduğu eğitimle beraber Türkiye’deki gelenekleri ve yaşamı yakından tanıma imkânı bulur. Bu zamanda Türk-Macar geçmişine ilgi duymaya adım atar ve bu mevzuda bilimsel nitelikli çalışmalara girişir. Macaristan’daki Szeged Üniversitesi’nde Orta Çağ ve Erken Yeni Çağ Macar Zamanı Kısmı ve Altayistik Kısmı başkanı olan Prof. Dr. Sándor Papp Türkçe yazıya döktüğü eserinde Türk-Macar tarihindeki diplomatik, askeri, toplumsal, kültürel ilişkilerle bunların tesir ve neticelerini değişik açılardan ele alıyor.

BELGELER IŞIĞINDA

Macar tarih literatüründe İstanbul’un fetih edilmesi ve yankıları, Osmanlı’nın Eflak ve Boğdan ilişkileri, İstanbul’a gelen Macar elçilerinin diplomatik temasları ve izlenimleri, Tercüman Mahmud’un (Sebold von Pribach) Macar tarihinin ilk dönemlerinden 1526’da Mohaç Meydan Savaşı’na kadar gelen Târîh-i Üngürûs’ü, meşhur Macar Türkologlar Vámbery ve Imre Karácson ile Türk tarihçi Tayyib Gökbilgin’in Osmanlı-Macar geçmişine katkıları kitapta ele alınıyor. Ek olarak Macaristan’da Osmanlı’dan izler taşıyan Budin, Peçuy, Segedin ve Yanıkkale’nin fetih edilmesi ile bu bölgedeki sosyo-kültürel yaşam kitaptaki başlıklardan yalnız birkaçı.

Osmanlı Devleti’nin gelişmiş bürokrasisiyle vakit içinde bir araya gelen arşiv malzemesi, çeşitli el yazması, kronik, defter ve mektup koleksiyonu tarihçilerin çalışmalarına mühim seviyede destek olmaktadır. Macar tarihçi ve Türkologlar da 19. yüzyıl ortalarından itibaren İstanbul’a gelmiş olarak çeşitli bilimsel faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu bağlamda Sándor Papp’in müstakil bir bölümde ele almış olduğu 20. yüzyılın önde gelen Macar Türkologlarından Imre Karácson’un (1863-1911) İstanbul’a gelişi ve Gömü-i Evrak’ta (Bugünkü Osmanlı arşivi) ve Topkapı Sarayı arşivi ile kütüphanesinde yapmış olduğu emekler son aşama dikkat çekicidir.

Kitapta etraflı bir halde anlatılan Karácson, Avusturya-Macaristan büyükelçiliğinin Osmanlı hükümeti nezdindeki girişimleriyle Osmanlı arşiv belgelerini görebilen ender yabancı ilim adamlarından biridir. 1907-1911 yılları aralığında bilimsel emekler için İstanbul’da bulunurken II. Meşrutiyet’in ilanı, II. Abdülhamid’in hal’i, Jön Türk Devrimi ve Sultan Mehmed Reşad’ın Eyüp’te gerçekleşen kılıç kuşanma merasimi benzer biçimde devrin siyasal ortamına dair tanıklığını yazdığı mektupları ve günlüğünden kovuşturmak mümkündür. Hemen hemen Türkçeye kazandırılmamış mektupları ve günlüğü inceleyen Papp, Karácson’un resmi görevli bir dış ilişkiler uzmanı olmadığı halde başta sadrazam olmak suretiyle yüksek rütbeli Osmanlı bürokratları ve aydınlarıyla yakın ilişkiler kurduğunu ifade etmektedir. İstanbul’da 16. yüzyıldan 18. yüzyıla Osmanlı periyodu Macaristan geçmişine ilişik çeşitli informasyon, belge ve yazışmaların suretlerini bir araya getiren Karácson, bunların bir kısmını yayımlamıştır.

YANKI BULMUŞ ÇALIŞMALAR

Türk ve Macar ilim adamları içinde büyük yankı bulmuş ve milletlerarası Şarkiyat çevrelerinde ün kazanmış Ármin Vámbery’nin (1832-1913) tarihçiliği ve yapmış olduğu emekler Osmanlı-Macar zamanı bakımından ehemmiyet taşımaktadır. Papp, Vámbery’nin İstanbul’daki temaslarını, Osmanlı kronikleri üstüne araştırmalarını ve Osmanlı-Macar geçmişine katkılarını da müstakil bir bölümde inceliyor.

Sándor Papp’in Osmanlı-Macar geçmişine dair devamlı yapmış olduğu araştırmalarının neticesinde Macarca, Türkçe ve Almanca kaynaklardan istifade ederek hazırladığı kitap okurlara Osmanlı-Macar münasebetleri bağlamında kuşkusuz yeni bir görüş açısı kazandırıyor.

İLGİLİ MAKALELER