Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Eyvallah etmeyeceğiz’ diyerek seslendi! ‘Türkiye bir terör devleti değildir’

By | April 17, 2023

Son dakika haberi… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa’da depremzedelerle bir araya gelmiş olduğu iftar programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimsenin, hiçbir küresel ve bölgesel aktörün gözümüzün içine bakarak ülkemizin güvenliğini tehlikeye sokmasına eyvallah etmeyeceğiz. Türkiye bir terör devleti değildir” ifadelerini kullandı.

Son dakika: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremzedelerle iftar programında yapmış olduğu konuşmada, Şanlıurfa’nın bir kez daha ahde vefasını ve ulusal iradenin sarsılmaz kalesi bulunduğunu gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iştirakçilerin, son günlerini yaşanmış olan ramazan ayını, yarın algı edilecek Kadir Gecesi’ni ve Ramazan Bayramı’nı kutlama etti.

Şanlıurfa’yı da etkileyen 6 Şubat depremlerinin bir tek ülkenin değil, insanlık tarihinin en yıkıcı doğal afetlerinden biri bulunduğunu anımsatan Erdoğan, arkasından gelen sellerde 17’si Şanlıurfa’dan 21 canı kaybettiklerini kaydetti.

Depremde ve sellerde yaşamını kaybeden 50 bini aşkın insana Tanrı’tan rahmet dileyen Erdoğan, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Üst üste gelen zelzele afetleri sebebiyle 11 ilimizdeki 14 milyon insanımız mağdur oldu. Birçok vilayetimizde ve ilçemizde neredeyse hasar görmeyen bina kalmadı. 1999 öncesinde inşa edilen binaların depreme karşı mukavemetinin son aşama düşük bulunduğunu gördük. Ülkemiz genelindeki 311 bin binadaki 872 bin bağımsız kısım kullanılamaz hale geldi. Şanlıurfa’da da 12 bin 728 binadaki 22 bin 469 bağımsız bölüm orta ve üstü seviyede hasar görmüş oldu. Milletlerin tarihinde yüz yılda bir başına gelecek bu şekilde büyük bir yıkım karşısında maalesef ülkemizdeki kimi çevreler iyi bir sınav veremedi. Üzülerek ifade etmek isterim ki birileri daha ilk günden itibaren destek olmak yerine depremi ve acılarımızı istismar etmenin peşine düştü. Milletimiz kan ağlarken ‘Ikimiz de bir derde derman olalım’ demediler. İnsanımızın yükünü hafifletelim, bir yetimin öksüzün, garibin elinden de biz tutalım demediler. Tamamı yalan ve yanlış iddialarla aslına bakarsan içine ateş düşmüş kardeşlerimizi galeyana getirmeye çalıştılar. Geldiler, kucak dolusu söylev attılar. Yıkıntılar önünde kameralara poz verdiler. Sonrasında da depremi ve depremzedelerimizi gündemlerinden çıkardılar. Milletimiz burada hayata tutunma mücadelesi verirken onlar koltuk ardında, bakanlık ardında, makam ve mevki ardında koşuyorlar.”

“Bir de yalan bulunduğunu kendilerinin de bal benzer biçimde bilmiş olduğu vaatlerle insanımıza hayal satmaya çalışıyorlar.” diyen Erdoğan, şunları söylemiş oldu:

“Göreve gelirlerse her şeyi parasız vereceklermiş. Madem her şeyi parasız verebiliyordunuz, senelerdir yönettiğiniz İzmir’de, Eskişehir’de, İstanbul’da, Ankara’da, Muğla’da niçin oradaki yurttaşlarımıza parasız vermediniz. Afetzedelerimizi kaderlerine terk etmek yerine niçin İzmir depreminden sonrasında evleri parasız yapmış olup, teslim etmediniz? Gene gittik biz yaptık. Bu yalancılığı, düzmece vaatleri bırakın. Elinizden tutan, sizi engellemiş olan mi oldu? Daha seçim öncesi söz verip de sonradan dönerek bakmadıkları sayısız vaatleri var. Biz gerçekleri yüzlerine çarpınca da bu sefer rahatsız oluyorlar, bizlere saldırıyorlar, hedef alıyorlar. Onlar ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar biz doğruları söylemekten, hakkı ve hakikati haykırmaktan asla çekinmeyeceğiz. Afet bölgesindeki kardeşlerimiz her şeyin bilincinde. Kimin bir tek söz kalabalığı yaptığını, kimin ne iş yaptığını depremzedelerimiz görüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfalıların siyasal ihtiraslarının peşinden gidenleri de gece gündüz demeden Şanlıurfa halkı için çalışanları da fazlaca iyi bildiğini, söz üzerine söz koyanlardan değil hep taş üzerine taş koyanlardan olduklarını dile getirdi.

Milletin derdiyle dertlendiklerini, sıkıntısına çözüm aradıklarını, sevinciyle sevindiklerini özetleyen Erdoğan, perşembe Malatya’ya, cuma Diyarbakır’a misafiri olduklarını, her iki ilde de afet konutlarının temelini attıklarını, dün Kocaeli’de hem kent hastanesini açtıklarını hem de depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldiklerini anımsattı.

Zelzele bölgesinde 100 binin üstünde konut ve köy evinin inşaat sürecinin başladığını vurgulayan Erdoğan, “Hedefimiz ilk 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evini tamamlamak, toplam 650 bin konut yaparak tüm şehirlerimizi ayağa kaldırmak. Şanlıurfa’da da 11 bin konut ve köy evi inşa edeceğiz. Her birinizi yeni yuvalarınıza kavuşturuncaya kadar çalışacağız. Benim Urfalı kardeşlerim tamamen huzura erene dek, gönül huzuruyla işine, gücüne, hayatına dönene dek yanınızda olmayı sürdüreceğiz.” dedi.

AA-20230416-30870938-30870934-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

‘BİNLERCE GENCİMİZİ TERÖRÜN AMANSIZ DİŞLİLERİ ARASINDA KAYBETTİK’

Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin senelerce terörün, istikrarsızlığın, yatırım ve hizmetlerde geri bırakılmanın çilesini çektiğini açıkladı.

Terör ile güvensizlik ortamının hep birbirini beslediğini, terör olunca bölgeye yatırım gelmediğini özetleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Yatırım gelmeyince kalkınma, üretim, ekonomik gelişme olmadı. Üretim olmayınca istihdam olmadı. Gençlerimiz, işi olmayan, kuvvetsiz kaldı. İşsiz kalan gençlerimiz, maalesef bu sefer terör örgütleri için kolay lokma haline geldi. Kırk yılı kabul eden bölücü terörle savaşım tarihimizde binlerce gencimizi terörün amansız dişlileri içinde kaybettik. Yatırıma, üretime, eğitime, sağlığa, tarıma ayırmamız ihtiyaç duyulan kaynakları başka yerlerde harcamak mecburiyetinde kaldık. Bu ikilem senelerce ülkemizi tutsak aldı. Türkiye fazlaca uzun bir dönem sıkıştırıldığı bu girdaptan maalesef çıkamadı.”

Erdoğan, terörün, emperyalistlerin Türkiye’nin başına musallat etmiş olduğu en büyük bela bulunduğunu ve bu meselenin kati ve kati olarak çözülmeden ülkenin huzura, siyasal, ekonomik hedeflere ulaşamayacağını belirtti.

Erdoğan, terör örgütlerinin bu topraklardan defolup gitmesinin önemine işaret ederek, kalıcı güvenlik açısından ülke içinde tek bir teröristin dahi kalmamasının kafi olmadığını söylemiş oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Silahının namlusu Türkiye’ye dönük teröristlerin olduğu her yer, bekamıza yönelik bir tehdit deposudur. Ayn el-Arap’ta terörist var ise Suruç iyi mi güvenlik içinde olabilir? Tel Abyad’ta istikrarsızlık var ise Akçakale iyi mi huzura erebilir? Bu durum bilhassa sınır hattındaki il ve ilçelerimizin tamamı için geçerlidir.” diye konuştu.

‘SURİYE VEYA IRAK’IN KUZEYİNDE TERÖR OLUŞUMU VARKEN GÜVENDE OLAMAYIZ’

Türkiye’nin ulusal güvenliğinin hudutların haricinde başladığını aktaran Erdoğan, şöyleki devam etti:

“Bölgemiz sükunete kavuşmadan biz başımızı yastığa huzurla koyamayız. Derhal yanı başımızda terör örgütleri yuvalanmışken, teröristler ellerini kollarını sallayarak gezerken kendimizi rahat hissedemeyiz. Suriye’nin yada Irak’ın kuzeyinde hava gücüyle, kara gücüyle, asimetrik silahlarla donatılmış bir terör oluşumu varken biz asla güvende olamayız. Bu ülkeleri güvenliğe, huzura, refaha özlem bırakanların gayesi Türkiye’yi de aynı cendereye sokmaktır. Biz işte buna izin vermedik, vermeyeceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde aynı doğrultudaki gayretlerimizi arttırarak sürdüreceğiz.

AA-20230416-30870938-30870936-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

Kimsenin, hiçbir küresel ve bölgesel aktörün gözümüzün içine bakarak ülkemizin güvenliğini tehlikeye sokmasına eyvallah etmeyeceğiz. Bu konudaki kararlılığımızı onlarca defa gösterdik. Gerek sınırlarımız içinde kesintisiz devam eden operasyonlarımız gerekse sınır ötesi harekatlarımız yardımıyla ülkemizin terörle ne iç içe ne de yan yana yaşamayacağını açıkça ortaya koyduk. Bu tavrımızdan asla geri adım atmayacağız. Tüm bu adımları atarken tavizimiz kesinlikle yok ve bu mücadelemize inşallah kararlılıkla devam edeceğiz.”

‘ŞANLIURFA’YA 20 YILDA 138 MİLYAR LİRALIK YATIRIM YAPTIK’

Erdoğan, Şanlıurfa’ya bir tek son 20 yılda 138 milyar liralık yatırım yaptıklarını, eğitim, sıhhat, ulaşım, endüstri, ziraat, gezim ve öteki alanlarda sayısız eserler kazandırdıklarını anlatarak, şöyleki konuştu:

“Asırlık hizmetleri 20 yıla sığdırdığımız bu başarının arkasında kuvvetli bir yönetim, kuvvetli bir siyasal irade vardır. Ülkemizin kaynaklarını tefecilere, çetelere, bir avuç elite, elinde viski kadehiyle ahkam kesen seçkinlere yedirmeme kararlılığımız var. Bay Bay Kemal ne diyor, ‘İngiltere’den 300 milyar dolar getiriyormuş.’ Nerede bu para? Iyi mi getiriyorsun? Yahu sana kim güvenir de bu şekilde bir parayı verir? Açık açık da söylüyor. Demek ki bunlar tefeciliğe soyundu, başka bunun izahı yok. Daha dur bakalım, seçim mi kazandın? Ne oldu da bu şekilde bir parayı getiriyorsun? Benim milletim bu tefecilere, bu Bay Bay Kemal’e ve yandaşlarına 14 Mayıs’ta ihtiyaç duyulan dersi verecek mi? Öyleyse durmak yok, yola devam. Vesayet sistemi yerine tüm kurumları ve kurallarıyla demokrasiyi tesis etme mücadelemiz var. Milletimizin başına bela olan eli kanlı canileri tasfiye etme cesaretimiz var.

Bu Bay Bay Kemal şu anda terör örgütüyle yan yana mı? Bunlar Diyarbakır’da 51 vatandaşımızı sokağa dökerek, onların ölümüne niçin olmadı mı? Bu Selo şimdi nerede? Edirne’de. Bay Bay Kemal ne diyor? ‘Geleceğiz ve Selo’yu da cezaevinden çıkaracağız. Bitmedi, bir de evlat katili… O da nerede? Ada’da. Onu da çıkaracaklarmış. Ya ne zamandan beri katiller, bir hukuk devletinde, onların çıkarılmasına yönelik söz verip ‘Onları çıkaracağız’ diyerek oy topluyorlar. Türkiye bir terör devleti değildir. Türkiye adaletle hükmedilen, hakkın egemen olduğu bir devlettir. Benim milletim bu teröristlerle kol kola gezenlere, teröristlerle birlikte hareket edenlere 14 Mayıs’ta ihtiyaç duyulan dersi verecektir, ben buna inanıyorum.”

AA-20230416-30870938-30870935-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

‘BU KAZANIMLARDAN ARTIK TAVİZ VEREMEYİZ’

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde artık bambaşka bir havanın hakim bulunduğunu ve son 40 senenin en rahat ve en rahat günlerinin yaşadığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Senelerdir terör sebebiyle aksayan hizmetler artık katbekat fazlasıyla bölgedeki kardeşlerimizin istifadesine sunuluyor. Uğrunda nice ağır bedeller ödediğimiz, nice zorluklara göğüs gerdiğimiz bu kazanımlardan artık ödün veremeyiz. Türkiye’nin 1980’lerin, 1990’ların karanlık ve kaotik günlerine yine dönmesine rıza gösteremeyiz. Son günlerde iyice şımaran, pervasızlaşan bölücülerin ve FETÖ’cülerin evlatlarımızın hayallerini çalmasına müsaade edemeyiz. İşte 14 Mayıs, öteki pek fazlaca husus yanında bunun için de karar günüdür.

Bölücü teşkilat ve uzantılarının açıkca destek beyan etmiş olduğu 7’li koalisyonun Türkiye’yi hiçbir alanda ileri taşıması mümkün değildir. Daha birbiriyle anlaşamayan bir yapının anlaşarak, ülkemizin sorunlarını çözmesi mümkün değildir. Adam Kandil’den meydan okuyor. Kandil’den veriyor, veriştiriyor. Ne diyorlar? ‘Bunlar Cumhur İttifakı’nın karşısında gereğini yapacaklarmış.’ Ya bunlar benim Kürt kardeşlerimin yavrularını Kandil’e kaçıranlar değil mi? Asla acımaları oldu mu? Bu kaçırılan yavrular şu anda nerede? Bir kısmı geldi fakat maalesef bir çok hala Kandil’de. Her türlü tacizi, tecavüzü, bu alçaklar bu kızlarımıza yaptılar mı? Yapıyorlar mı? Buradan annelere sesleniyorum, babalara sesleniyorum. Gelin dik durun, dimdik durun ve 14 Mayıs’ta bu hesabı bunlara problem.” (AA)