Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde yapmış olduğu 24 kattan oluşan binayla hakkında toplumsal medyada eleştiriler meydana getirilen müteahhit Şahin Yalçın, “Her türlü bilim ve tekniği kullanarak binamızı yaptık. Kendi yaptığım binada yaşıyorum. Hangi müteahhit yapmış olduğu binada ikamet eder. Klavye delikanlıları oturmuş olduğu yerden konuşuyor” diyerek tepki gösterdi.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen asrın felaketinin arkasından yaralar sarılıyor. Zonguldak‘ın Kozlu ilçesinde Şahin Yalçın‘ın hayata geçirdiği 130 daireden oluşan 24 kattan oluşan bina toplumsal medyada eleştirilere niçin oldu. Karşıdan binanın fotoğrafını çeken bir kişinin paylaşımı sonrası oldukca sayıda şahıs yorum yaparak binanın yüksek kattan oluşan oluşunu eleştirdi. Eleştirilen üstüne açıklamalarda bulunan binanın müteahhidi Şahin Yalçın, “10 yıl ilkin 1 milyon 750 bin dolar bir tek zeminine harcama yaptık. Paramızın düşmanı mıyız? Klavye delikanlıları oturdukları yerden bilmeden, araştırmadan yazıyor” diyerek tepkisini dile getirdi.
İnşaat öncesindeki süreci özetleyen Yalçın, “Burada daha ilkin İpekevler Sitesi’ne ilişkin 72 daire vardı. 2012 senesinde kenarındaki boşta duran toprak kaydı. Toprak kayınca ikimiz de daire sahipleriyle mutabık kaldık. Aslına bakarsan kentsel dönüşüme girmesi gerekiyordu. Ikimiz de antak kalma sonrası inşaata başladık. Kazık çakarak arazi yapısını tümüyle sağlama aldık. Aşağıya kadar indik. Sonrasında en önce 24 kattan oluşan binamızı 24 ve 18 kattan oluşan binamızı Ankara’da yüksek binaları çizen mühendislik ofisine çizimini yaptırdık. Zannediyorum ki şu anda Kahramanmaraş depreminden sonraki zelzele yönetmeliğine gore çıkacak projelere gore biz bunu 10 yıl öncesinden hazırladık. Şu an çıkacak olan zelzele yönetmeliği bizim yaptığımızı sadece karşılar. Bu ülkede bolca oranda klavye delikanlıları oldukca. Oturdukları yerden yazıyorlar ve yorum yapıyorlar. Gelip baksınlar bu iş iyi mi yapılmış. Statiği iyi mi, betonu iyi mi. Bizim gelen beton numuneleri kırma 37 ila 45 içinde geliyor. 30-40 kattan oluşan binaların kullanacağı betonları biz 24 kattan oluşan binada kullanmışız. Yurttaş karşıdan çekiyor paylaşıyor. Kafalarına gore yazıyorlar. Sanki mimar mühendis yada yerbilim mühendisi. Şu tümüyle 32’lik temel demirleri. Burada 265 ton 32’lik demir var. En önemlisi aşağıda boşluk var mı yok mu diye jeoradar uygulaması yapılmış oldu. Genel anlamda asla yapılmaz. Fakat biz zeminde boşluk olup olmadığını jeoradar uygulaması yaptırdık. Yerbilim ve geotekniğin haricinde bu uygulamayı yaptık. Ona gore inşaatımızı topyekün tümüyle perde beton, perde kolonlar olarak yaptık. 2,5 ila 6 metre uzunluğunda perde kolon sistemiyle çıkmıştır bina. Bu binaların yıkılma ihtimali yok” dedi.
“HA EVLADINI ÖLDÜRMÜŞSÜN HA KOLONU KESMİŞSİN”
Kahramanmaraş’ta yaşanmış olan zelzele sonrası yüksek kattan oluşan binaların yıkılmadığına dikkat çeken Yalçın, “Şu andaki 6 Şubat’taki meydana gelen depremde kamera kayıtlarında da gözüküyor. Bir cadde yıkılmış fakat onun karşısında 18-20 kattan oluşan binalar var. Hiçbir şey olmamış. 18 katın üstündeki katların genetiği statiği her şeyi değişiyor. Oldukca büyük yer yarılmasında sadece yıkılır. Bunun bu şekilde fotoğrafını çekip toplumsal medyaya koyup da klavye delikanlılığı halletmeye asla gerek yok. Iyi mi yapılmış. Bu bina iyi mi ruhsat almış. Ruhsatı alırken belediye ne etütleri istemiş. Zemin etütleri bile Ankara’dan onaylandı. Kolon evlattır. Ha evladı öldürmüşsün ha kolonu yıkmışsın. Aynıdır bizim için değişmez. Şu sebeple binayı taşıyan, yapacağın işi, yaşam boyu sorumlusun. Evladın nede olsa o da aynı. Biz bunlara asla göz yummayız. Bu benim mesleğim. Geredeli İnşaat olarak ilk okuldan beri bu işin içindeyim. Okumuş cahiller konuşuyor. Bir insanoğlunun karşısındaki işe yorum yapabilmesi için o iş için bilgisi olması lazım. O işi yapması lazım. Bu işle ilgin yoksa yapmıyorsan yada bilmiyorsan niçin yorum yapıyorsun. Bunlar insanlara zarar veriyor. Biz bu binayı yaparken tümüyle geoteknik, yerbilim, zemin etüdü, Ankara Mekansal Planlama’dan çıktı bunların hepsi. Her türlü bilim ve teknikten faydalanarak yapılmış bina. Tümüyle odalarında bile yangın söndürme var. Devletin yapmış olduğu binaların haricinde hiçbir binada yangın söndürme sistemi yok. Bu binanın her odasında her bölmesinde yangın söndürme var. O günün parasıyla 1 milyon 750 bin dolar para harcadık” şeklinde konuştu.
“BİLİM VE TEKNİK OLARAK HER ŞEYDEN FAYDALANIYORUZ”
İki inşaatın günümüz maliyetlerinin 300 ila 350 milyon lira içinde olduğuna da dikkat çeken Yalçın, “Şu anda bu iki inşaatın maliyeti bu günkü rakamla 300-350 milyon lira içinde. Biz paramızın düşmanı mıyız da buraya bu kadar kattan oluşan bina yapıyoruz. Ne zorumuz vardı da bu kadar para harcıyoruz. Bunu yaparken en son teknolojileri kullanıyoruz, kullanmak zorundayız. Yoksa feda olur herşey. Harcaması oldukca olan işlerde bilim ve teknik olarak her şeyden faydalanıyoruz. Daire fiyatlarımız şu anda 2,5-5 milyon lira içinde değişiyor. O şekilde satıyoruz. Geçen hafta daire sattık. Şirket olarak ben kendim bu binada yaşıyorum. Hangi müteahhit kendi yapmış olduğu binada oturur. Kendim güvenmesem bu binada oturur muyum? Asla” diyerek tepki gösterdi” diye açıkladı.
